9 Kasım 2011 Çarşamba

Tavır Dergisinden; Van Depremi



Her afete 'kader' demeyi, her acıya 'tevekkül' etmeyi, cinayetlerini tanrıdan bilmeyi emredenlerin yeni katliamıydı Van-Erciş.. Yüreklerimizde daha ne çok yer varmış acılara, yeniden gördük. Dağ oldu da taşmadı hala..

Taşmaması için sahte gözyaşı dökenler, halktan çaldıklarının az buçuğunu lütfederler küfrede küfrede yoksula.. Acısına ortak olmayı bıraktık, daha ölüsünü toprağa vermemişlere, evladının gömülü olduğu enkazı parça parça olmuş elleriyle kazıyanlara küfretmek, hakaret etmek, 'merhametlerini' polise atılan taşların hesabı olarak sunmak, sırf Kürt olduğu için 'ilahi adalet'le ölmeyi bir halkın tümüne reva görmek için ancak ve ancak soysuzların işidir.

Devlet, koskocaman görünüp de aslında kağıttan kaplan olan cürümüyle bir kez daha yıkılmış, bir kez daha enkaz altında kalmıştı Van'da. Halk düşmanı yüzü, yıkıla binaların arkasından apaçık olarak gözükmüştür.

Bu düzen insana değer vermez. Onun değer ölçütü akçelerle belirlenir. Koca bir ilçe yerle bir olmuş, yüzlerce insan göçük altında kalmıştır ama konuşulanlar deprem vergileridir, zamlarıdır. Ve 'suçun' büyüğü yine bir göz konduyu hiçbir yardım ve destek almadan zar zor yapan yoksul halkındır. Sanki daha sağlam bina yapacak parası varmış da kötüsünü tercih etmiş gibi.. Bir de bile bile kaçak ve çürük yapanlar vardır ki onlara lafı olmaz hükümetlerin, tersine vekil yapıp ödüllendirirler.

Çektiği onca acıyı tevekkülle karşılamaya şartlanmış, bağışlamayı insanlığın amentüsü bellemiş, 'kadere' rıza göstermeyi inancının abidesi yapmış yoksul halkımız; Van'ı, Erciş'i.. belki daha milyonlarca insanı gömeceği kadar geniş mezarlığa eşdeğer olan yüreğine gömüp tevekkülle susacaktır belki.

Daha ana sütü çağında bebesini toprağa verirken yüreğinden taşan öfkesini nereye savuracağını bilmeden isyana duracak ama gözyaşlarıyla yumuşattığı yüreğine gelip çöreklenen çaresizliğe yeniden yeniden teslim olacaktır. Çaresizliğinin nedeninin örgütsüzlük olduğunu düşünmeden yapacaktır bunu. Çünkü halkın sadece alın terini değil acılarını da sömürmeyi düzenlerinin bekası bilen katil sürüsü, sorgulamaktan bihaber, örgütsüz bir halk yaratma çabasındadırlar. Ama nereye kadar?

Suçun küçüğü de, büyüğü de bu yağma, talan ve sömürü düzeninin ta kendisidir. Suçun cezası vardır, olmalıdır. Van'da Erciş'te ölenler aşkına; önlenebilecek ya da tümüyle olmasa da can kaybını en aza indirecek önlemler alınabilecekken; bunu yapmayıp iktidarın nimetlerinden yararlanmayı, kendilerine dünyalık yapmayı, halkın yüzlerce ölüsü karşılığında yüzsüzce sürdürenleri unutmak en büyük düşkünlüktür. Unutmayacağız, Unutulmasına izin vermeyeceğiz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder